TÜRKİYEYE YÖNELİK İÇ VE DIŞ TEHDİTLER
Türkiye jeopolitik konumu nedeniyle balkanlarda, orta doğu’da Kafkaslarda etkinliği sağlamak veya etkinliğini arttırmak isteyen pek çok devletin zayıflatmak ,bölmek, siyasi istikrarsızlık yaratmak istedikleri bir ülkedir.
Ülkemize yönelik iç tehditlerin başında anarşi ve terör gelmektedir. Gerek anarşi gerekse terör sadece yaşandığı ülke için tehdit oluşturmamaktadır. Yaşanılan terör eylemleri,terör örgütlerini himaye eden ülkelerde de can ve mal kaybına yol açan toplumsal barışı tehdit eden eylemler gerçekleştirmişlerdir. Buı nedenle terör eylemlerini önlemek için tüm ülkeler kendi vatandaşlarını bilinçlendirmek ve uluslar arası düzeyde iş birliği yapmak zorundadırlar.
Ermeni sorunu
Ülkemizi tehdit eden sorunlardan biri de kökü Osmanlı devletinin son yüzyılına kadar uzanan ermeni sorunudur. Millet-i Sadıka olarak adlandırılan 19 . yüzyıla kadar herhangi bir sorun çıkartmadan devletin tüm olanaklarından da yararlanarak yaşayan Ermeniler İngiltere, Rusya ve Fransa gibi batılı devletlerin kışkırtmaları , Hınçak ve Taşnak adlı ermeni örgütlerinin çalışmalarına baplı olarak bağımsız devlet kurmak için ayaklanmaya başladılar. 2. meşrutiyet döneminde padişah 2. Abdülhamit ‘e suikast düzenlediler.
Birinci dünya savaşında ermeni sorunu
Birinci dünya savaşında doğu cephesinde Ruslarla işbirliği yapan doğu illerimizin işgalini kolaylaştıran ve pek çok insanımızı öldüren Ermeniler 1915 mayısında çıkarılan tehcir yasası ile Suriye ‘ye göç ettirildiler.
Bu göç sırasında bazı çetelerin saldırıları ve doğa koşullarının olumsuzluğu , hastalık , yaşlılık gibi nedenlerle Ermenilerin bir bölümünün yaşamını kaybetmesi günümüzde bazı devletlerin (kendi çıkarları için ) ve Ermenistan ‘ın sözde soykırım iddialarına dayanarak yapılmak istenmektedir.
Kurtuluş savaşında ermeni sorunu
Çarlık Rusya ‘nın 1917 bolşevik ihtilali sonucunda yıkılmasından yararlanan Ermeniler İngiltere ‘nin de desteği ile sınırımızda bir Ermenistan devleti kurdular. Kars ve çevresini de işgal ettiler. TBMM hükümeti Ermenistan üzerine doğu taarruzunun gerçekleşmesini kararlaştırdı. 15. kolordu komutanı kazım Karabekir ‘i de taarruz için yetkilendirdi . Ermeniler bozguna uğratıldı . barış istemeleri üzerine TBMM ile arasında 2 aralık 1920’de Gümrü anlaşması imzalandı . anlaşma ile Ermeniler topraklarımızda hak iddia etmekten resmen vazgeçmek zorunda kaldılar. Bu gelişme 1878 Berlin anlaşması ile gündeme gelen ermeni sorununun resmen çözüldüğü anlamına geliyordu.Ancak ABD , Fransa , Yunanistan ve Lübnan ‘da yaşayan ve o ülkelerin ekonomilerinde etkin bir role sahip olan Ermenilerin 1965 yılını sözde ermeni soykırımının 50. yıldönümü olarak kutlamalarıyla sorun tekrar gündeme geldi . bazı ülkelerin parlamentolarında Türkiye ‘nin aleyhine kararlar aldırtmayı başaran bir terör örgütüyle (asala) özellikle elçilerimizi ve konsoloslarımızı öldüren Ermenilerin amacı ülkemizi bölmek ve tazminat alabilmektir.
Terörle mücadele bireylerin ve kurumların görev ve sorumlulukları
• Bağımsızlığımızı toprak bütünlüğümüzü bozmaya , cumhuriyetimizi ve demokrasimizi yıkmaya yönelik eylemlere karşı duyarlı olunmalı
• Basın yayın organlarında halkımızı terör ve zararları konusunda eğitici , uyarıcı yayınlar yapılmalı
• Okullarda verilen eğitim çağdaş nitelikli olduğu kadar öğrencilere ulusal değerlerin önemini kavratacak nitelikte olmalı
• Terör eylemlerine , hukuk kuralları çerçevesinde toplumsal tepki gösterilmeli
• Terörün amacının korku yayıp toplumu teslim almak olduğunu bilerek bu tür eylemlere karşı milli birlik ve beraberliğimiz daha da pekiştirilmeli
• Devlete ve onun kurumlarına düşen görev, terörün bir sonuç olduğu gerçeğinden hareketle teröre zemin hazırlayan koşulları ortadan kaldırmaktır.Misyonerlik faaliyetleri
Misyonerlik batılı ülkelerin az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yürüttükleri Hristiyanlaştırma politikasıdır. Misyonerlik faaliyetlerinin tarihi Hristiyanlık dininin tarihi kadar eskidir. Son yıllarda dünyanın pek çok bölgesinde yaygınlaştırılan ve yoğunlaştırılan misyonerlik faaliyetlerinin hedef ülkelerinden biride ülkemizdir.
Misyonerlik faaliyetleri hristiyanlığın propagandası maskesi ile ülkelerin sömürgeleştirmesini amaçlayan bir politikadır.
Kenya ‘nın ilk başbakanı KAMOU KENYATTA misyonerler geldiklerinde İncil onların , topraklarımız bizimdi. Bize gözlerimizi kapatarak dua etmesini öğrettiler . neden sonra gözlerimizi açtığımızda İncil bizim , topraklarımız onların olmuştu .sözü misyonerlik faaliyetlerinin gerçek amacını en iyi şekilde ifade etmekte.
Bu tehlikeye karşı gençlerin başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerini eğitmek , uyarmak gerekmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder